Merhaba,
Sonunda eylül ayının hakkını veren yağmur ve hafif soğuk hava ile buluştu İstanbul ve tabii ruhum. Bana yazmaktan daha iyi gelen bir şey varsa o kesinlikle “yağmur”dur. Dün yazlıktayken başlayan çılgın yağmur ile huzur buldum. Huzur bulunca da aklıma Bozcaada geldi. “Bu sene neler yaptım” postunu hala paylaşmadığımı hatırlayarak bu harika pazar gününde (bana verdiği kadar) size de mutluluk versin istedim.
Yaza dair sevdiğim tek şey deniz ve ada. Onun dışında güneşle hep kavgalıyım ben. Hatta son 3 senedir güneşleniyorum. Çocukken 3 ay tatillerde koştururken rengimin dönmesini saymazsak, 3 senedir renk değiştiriyorum. Öyle yatıyorum ki 50 faktör bile tonumun değişmesini engellemiyor. Tabii Nicole Kidman kadar beyaz olmadığım için de yanmak kolay oluyor.
Ada da denize girdiğim kadar fotoğraf çekiyorum, fotoğraf çektiğim kadar dondurma yiyorum (sadece Aki’den yerim), dondurma yediğim kadar dalıp giderim ama bu yıl diğerlerinden farklı oldu. Çok sevdiğim arkadaşlarımla adaya gitme fırsatını yakaladık. Çok eğlendik, çok güldük, saçma sapan videolar çektik, kağıt, monopoly oynadık derken tatilden dinlenmeden dönmeyi başardım. O yüzden huysuz bir Ağustos ayı geçirdim ama geriye bu harika fotoğraflar kaldığını görünce bugün yağmurlu İstanbul’da yine çok mutlu oldum.
İş poz vermeye gelince güzeller güzeli arkadaşımı da rahat bırakmadım tabi.
İnstagramda varlığı devam ettiren bir sürü fotoğraf çektim ve Arı’ya çektirdim. Hala çekmeye üşendiği ve doğru düzgün çekemediği için ……..
Bu kedi ile sabahın 7’sinde karşılaştık. Korkarak yaklaştım henüz sevebilecek raddeye gelmedim ama bu kadar yaklaşmak da bir gelişme benim için, sonra hemen uzaklaştım o ayrı tabi.
Bu kadar kum deniz ve güneşte saç bakımını da ihmal etmedim tabi. L’oréal’in mucizevi yağı‘nıda denedim. Sonuç harika ama bunu başka bir posta anlatırım artık.
Son gün yine Salhane’den denize girmeyi planladım ama hava da beni uğurladığı için mümkün olmadı. Efsane rüzgarı ile şapkamı bile tutmakta zorlandım, iskelenin ucuna gitmek ne haddime. Bu yazı da böyle bitirdim. Bu sefer belki en fazla eğlendiğim ada tatili oldu ama en az dinlendiğimde…
Seneye ve her sene görüşmek üzere benim üç tarafı denizlerle çevrili huzurum…
Bozcada 2015 yılı tatilimde böyle bitti benim için. Ve artık sonbahar geldi, önümde soğuk havlar, huzurlu sıcak battaniyeler, minik tatiller, bol çalışmalı geçecek bir iş sezonu ve kendim için aldığım harika bir karar ile en sevdiğim mevsime bugün resmen girdim ben. Umarım havalar tekrar sıcaklara dönmez ve bu sonbahar mutluluğum daim olur.
Love,
Sinem
Beni instagramdan @usedlook adıyla takip etmeyi unutmayın!
No Comments